Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından başlatılan ‘Bilim Kafe’ etkinlikleri kapsamında, Üniversitemiz Bilim İletişimi Ofisi koordinasyonunda Şırnak Meydan Park’ta düzenlenen etkinliğin konuğu Rektörümüz Prof. Dr. Abdurrahim Alkış oldu.
YÖK tarafından hayata geçirilen Bilim İletişim Ofisi’nin 150'den fazla üniversitenin katılımıyla 81 ilde düzenlediği ‘Bilim Kafe’ etkinliğinin 2’inci programı Üniversitemiz Bilim İletişimi Ofisi tarafından Meydan Park’ta gerçekleştirildi. Toplumu bilim insanlarıyla bir araya getirerek, bilimle toplum arasında köprü kurmayı amaçlayan program kapsamında, bilimsel konular vatandaşlarla konuşuldu.
Meydan Park’ta gerçekleştirilen etkinlikte Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Abdurrahim Alkış, ‘Tasavvufun dünya düzeni anlayışı; görünen ve görünmeyen hükümetler’ konulu bir söyleşi gerçekleştirdi.
Tasavvufun dünya düzeni anlayışı çerçevesinde ele alan Rektörümüz Prof. Dr. Abdurrahim Alkış; tasavvufu, kuantum bilimi ve süper determinizim ekseninde değerlendirerek, şunları söyledi: “Kuantum bilimi, kâinâttaki her şeyin, duyularımızın kavrayamadığı daha yüksek boyutlar aracılığıyla diğer pek çok şeyle irtibatlı olduğunu ortaya koymuştur. Fizik alanındaki bu gerçeklik metafizik alanlarında daha da derinlikli bir şekilde olabilmektedir. Örneğin sana ait olan mutlaka sana döner, biraz gecikiyor gibi olsa da asla kaybolmaz. Bir şey istersen senin onu almaya hazır olman lazım. Onu taşıyabilecek rûh haline hazır olman lazım. Hırsla kazanılan şey ayrıdır, hak edilerek gelen şey ayrıdır. Aslında her şey yerli yerindedir fakat bunu idrâk etmek her kes için çok kolay olamayabiliyor. Arpa eken buğday biçmez. Fakat çoğu zaman ne ektiğimizi bilmeyiz. İnsanlar atalarının yaptıklarının ve yediklerinin murisidir. Bir şekilde onlardan sorumludur. Bu silsilede geçekleşen ve zincirleme devam eden bir hata akıllı bir insan tarafından düzeltilebilir. Düzeltilen bu hata sonraki nesillere aktarılmaz. Sağlık ile ilgili olan miraslar gibi psikolojik miraslar da bu şekilde sağlam akla sahip bir insan tarafından düzeltilebilir.”
Rektörümüz Prof. Alkış kuantum fiziği ile sosyal gelişmeler ve toplum mühendisliklerindeki benzerlikleri belirtikten sonra tasavvuf düşüncesinin bu düşünceye yakın olan “tevhîd-i ef‘âl” kavramı hakkında açıklamalarda bulunarak determinizim ve süper-determinizm hakkında fikirlerini beyan etti. Prof. Dr. Abdurrahim Alkış konuşmasını şöyle sürdürdü: “Sûfîlerin nazarına en yakın nazar; bir kısım son dönem düşünürlerinin (1960’lardan sonra üçüncü kuşak kuantum fizikçilerinin) ortaya koymaya başladığı “süper-deteminizm” anlayışıdır. Küllî irâde çerçevesinde değerlendirebileceğimiz bu ince süper-determinizmi gözlemleyen düşünürler insanın mutlak hür irâde sâhibi bir varlık olmadığını söyler, insanın her şeye gücünün olmadığını ve her şeyi bilemediğini dillendirirler. Bunlara göre kuantum mekaniğinde sebep-sonuç ilişkisi içerisinde gerçekleşen her şeyi bilmek ve bunları istendiği gibi yönlendirmeye çalışmak mümkün değildir. Süper-deterministçiler kuantum mekaniğini çerçevesinde gerçekleşen fiilleri sebep-sonuç ilişkisi içerisinde gözlemlemeye koyulduklarında bilinmeyen farklı etmenlerin gizliden fiilleri etkilediğini fark etmişler ve böylece deterministlerden ayrılmışlardır. Fizik alanındaki süper-determinizm, metafizik, insanlık târihi ve ictimâî hayatta da mevcûdtur. Bu düşüncenin insan psikolojisi üzerinde olumlu etkileri bulunmaktadır. Süper determinizim düşüncesinin birkaç faydasını şöyle sıralayabiliriz: İnsanlar arasında empati kurma (kıyas-ı nefs) prensibine güç katar. Depresyonla pozitif bir ilişkisi olduğu görülmüştür. Aynı anda dayanıklılığı arttırdığı tespit edilmiştir. İnsana temkin kazandırdığı ve daha sağlıklı düşünme olanağı tanıdığı gözlemlenmiştir.”
Prof. Dr. Abdurrahim Alkış ardından nefsin mertebelerinden ve alt mertebelerinin insanlık âlemi için oluşturduğu tehlikelerden bahsetti. Dünyadaki büyük krizlerin büyük çoğunluğunun nefsânî hastalıklardan kaynaklandığını belirten Prof. Alkış tasavvuf düşüncesindeki “nefsin mertebeleri” ile ilgili bazı kavramlara açıklık getirdi. Rektörümüz konuşmasına şöyle devam etti: “Aslında kendi nefsine hükmedebilen ailesinde ve ülkesinde hükümran olabilir, yani hükümet kurabilir. Hükümet kurma kabiliyetine sahiptir. Ahmed-i Hânî’nin "Herkes kendi duvarının mimarıdır" sözünden yola çıkarak aslında herkes içerisinde bir hükümet kabiliyeti bulundurmaktadır, diyebiliriz. Yani başka bir ifade ile aslında geleceğine hükmetme önemli bir oranda insanın elindedir. Fakat insanların bu konudaki bilgilerinde noksanlıklar bulunduğundan hep şikâyet durumu söz konusu olabilmektedir. Bir insan aslında tek başına bir devlettir, bu devletin devlet başkanı rûh, vatanı beden, sarayı kalb, başbakanı beyin, hazinesi/ekonomisi hayal ve düşünce, düşmanı nefis-hevâ-heves, bu düşmanın başbakanı şehvettir. Bu iki güç arasında sürekli savaş hali mevcuttur. Rûh gâlib geldiğinde saadet nefis galib geldiğinde ise şekavet söz konusu olur. İnsanın içindeki bu savaşın ve bu güçlerin benzeri insanlık âleminde de bulunmaktadır. Kendi nefsine hükmedebilen ailesinde ve ülkesinde hükümran olabilir, yani hükümet kurabilir. Hükümet kurma kabiliyetine sahiptir”
Bilim İletisimi Ofis Koordinatörü Öğr. Gör. Dr. Leyla Uçar ise; “Şırnak Üniversitesi Bilim İletişimi Ofisi olarak Yükseköğretim Kurulumuzun koordinasyonunda düzenlediğimiz bilim kafe etkinlikleri ile bilimi topluma daha yakın hale getirmeyi amaçlıyoruz. Böylelikle, her yaştan insanın bilimle bağ kurmasının ne kadar önemli olduğunu göstermek istiyoruz. Şırnak Üniversitesi Bilim İletişimi Ofisi olarak ilerleyen süreçte farklı hocalarımızın değerli çalışmalarını halkla buluşturmaya devam edeceğiz.” dedi.
Vatandaşlar tarafından yoğun ilgi bulan Etkinlik Soru cevap bölümünün ardından sona erdi.
Galeri
20.07.2025 | Basın Yayın Ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü
Web sayfalarımızda yer alan tüm bilgi, doküman, fotoğraf, video, görüntü, metin vb. tüm içerikler, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Aksi durumda: 5846 sayılı yasa kapsamında hukuki ve cezai işlem yapılır. Şırnak Üniversitesi’nin tüm hakları saklıdır.